Mıknatıslı çocuk ( Göre)
Yarıyıl tatili bitmişti. Okulun ilk haftasıydı ve tüm kulüp arkadaşlarım Nevşehir’deydi. Kısa bir süre sonra Mıknatıslı Çocuk tiyatro gösterisini bu sefer Göre köyündeki İcik ilköğretim okulunda sergileyeceğiz. Ama bir farkla bu sefer mıknatıslı çocuk ve palyaço arkadaşlarımız değişmişti. Sanat kulübünün öyle bir özelliği var ki yeni gelen kişi hiç yabancılık çekmiyor kulübe hemen alışıyor ve aktif bir şekilde kulübe içinde yer alıyor. Kısa bir zamanımız vardı ve araya yarıyıl tatili girdiği için oyun en baştan çalışılacaktı ve yeni gelen arkadaşlarımızada yardım edebilecektik. Yeni gelen arkadaşlarda her yeni üye gibi heyecanlıydı. Ve ilk toplantı ve ilk çalışma başlamıştı mıknatıslı çocuk macerası kaldığı yerden devam ediyor. Mıknatıslı çocuk oyuna konsantre olmaya çalışıyor bizde elimizden geldiği kadar yardım etmeye çalışıyorduk. Ve bir taraftan da kulübün diğer çalışmalarıyla bilgi alış verişi yapıyorduk. Provalarda çok eğleniyor çok gülüyorduk hepimiz çok iyi arkadaş olmuştuk artık. Oyun sergilenmeye hazırdı herkes elinden gelenin fazlasını yapmıştı kısa surede rektörlük binasının önünden toplanıp arabayla bu sefer Göre’ye İcik İlköğretim okuluna gidiliyordu. Yolda giderken bir taraftan oyun çalışılıyor bir taraftansa Sanat kulübü faaliyetlerini geliştirmek için neler yapılabilir diye konuşuyorduk. Eğlenceli bir yolculuğun ardından okula varmıştık. Servis aracını gören örgenciler dikkatli gözlerle bize bakıyordu. Biz arabadan teker teker iniyorduk onlarla biraz sohbetten sonra iki öğrenci bize ögretmenler odasına kadar eşlik etmişti ögretmenlerle konustuktan okul müdürü ıle oyunun sergileneceği sahneye doğru ilerledik. Kostümlerimizi giyip makyajlarımızı yaptıktan sonra öğretmenlerle biraz konumsa imkânımız olmuştu. Bir taraftan öğretmenlerle konuşurken bir taraftan da öğrencilerin bize nasıl dikkatli baktığını görüyorduk İlk oyunda olduğu gibi tüm kulüp üyelerinde heyecan vardı. Herkes birbiriyle olan sahneleri tekrarlıyor sahne amiride sahne planını yapıyordu. Son hazırlıklar yapılmış öğrenciler yerlerini almıştı artık oyunu sergileme zamanı gelmişti. Sahne açıldı ve oyun öğrencilerle buluşmuştu. Sahne arasında öğrencilerle birlikte Barış MANÇO şarkıları söylendi tüm öğrenciler şarkıya eşlik ediyor ve el çırpıyordu hepsinin eğlendiği gözlerinden belliydi. İkinci perde bittikten sonra öğrenci arkadaşlarımızdan birinin doğum günüydü sahnede onu kutlayıp tüm öğrenci arkadaşlarımızı sahneye almıştık hep beraber dans edip fotoğraf çekindikten sonra sınıflara geçip oyun hamuru ve heykel bölümüne gelmişti sıra. Masalardaki örtüler kaldıran öğrenciler heyecanla bizi bekliyorlardı bir taraftan daha önce hazırlanan hamurları öğrencilere paylaştırılırken bir taraftan da sorular soruyorduk. İlk sorumuz ‘Heykel nedir? Heykeltıraş nedir?’ bir birinden farklı ve bir birinden güzel cevaplar almaya devam ediyorduk. Verilen cevaplar karşısında biz şaşırırken öğretmenleri öğrencileriyle gurur duyuyor ve tebrik ediyordu. Oyun hamurları paylaştırılmıştı simdi sahne ögrencilerindi. Kendi heykellerini yapmak üzere verilen hamurlardan çok güzel insanlar, hayvanlar, bitkiler yapılıyordu. Öğrenciler onları yaparken bizde bir taraftan onlara sorular soruyor ve onlarla resim çekiniyorduk. Ve ayrılma vaktı yaklaşıyordu öğrencilerle tek tek resim çekindikten sonra hediyelerinide verip servis aracına doğru yönelmeye başladık. Okul müdürüne, mudur yardımcısına ve tüm öğretmenlere teşekkür ettikten sonra İcik ilköğretim okulu önünde ve servis aracının önünde fotoğraf çekinip Nevşehir Üniversitesinin yolunu tutmuştuk. Servis içinde gelirken konuştuğumuz birkaç Sanat projesi hakkında neler yapılabilir diye konuşmalarımız devam adıyordu. Yavaş yavas ilerdeki yapılacak projelerin temeli atılıyordu.